Okul Öncesi Eğitim Kurumunda 4 Sene

Web siteme bakmayalı oldukça fazla olmuş. Neredeyse beş yıldır yaprak kımıldamamış buralarda. O süre zarfında çok değerli bir dört yıl ile kıymetli bir deneyim elde ettim. Dinlerseniz anlatmak isterim. Haydi başlayalım.

Daha önceki çalıştığım ilçede hasbelkader ve vekaleten yürütmeye çalıştığım anaokulu yöneticiliğini bu kez bile isteye ve asaleten yürütme gayretinde oldum. Yola çıkarken temel motivasyonum, malum biz psikolojik danışmanların okullarda sıkça karşılaştığı birçok problemin temellerinin yıllar önce atılıyor olması ve bu sürede benim bir etkimle bu problemlerin daha ortaya çıkmadan, çıkanların da daha kök salmadan çözülmesine vesile olmaktı. İşte 4 yılın kısa bir hülasası:

Aile Eğitimleri

Bir kısmı pandemiye denk gelen süreçte ailelerin çocuk yetiştirme konusundaki bilgi ve becerilerini artırmaya yönelik ayrı bir misyon edindim. Ekip arkadaşlarımla birlikte ilk yıllarda “1 Soru 1 Cevap” başlığıyla bir köşe hazırladık. Velilerin işine yarayabilecek konu başlıklarından birini seçip her hafta o konuya dair tüm öğretmenlerimizle sadece 1 dakikalık bir video hazırladık. Evet, bunu titizlikle yaptık ve tam 10 hafta sürdü. Sağolsun arkadaşlarım beni kırmadan kamera karşısına geçip özenle konuları anlattılar. Sadece 1 dk sürmesi gereken video için ise bilgileri öyle öz hazırladık ki video çekimlerinden çok daha fazla metinlerin hazırlanması sürdü. Olsundu, gerek okul youtube hesabından, gerek instagram hesabından ve gerekse okul web sitesinden onlarca veliye ulaşmayı, izlenme sayısına varmayı başardık. Ve bir diğer güzel durum ise bu videolar bu platformlarda hala yaşıyor ve anne babalara rehber olmaya devam ediyor.

Bir diğer başlık da Aile Okulu Projesine attığımız adım oldu. İtiraf etmeliyim çok büyük beklentilerim vardı. Biz sıra dışı ve harika içerikler hazırlayacaktık, aileler de akşamları vakit ayıracaklar ve onlarla birlikte güzel deneyimlere adım atacaktık. Bu niyetle Erzurum’daki Aile Okulu Eğitici Eğitimine saatlerce süren otobüs yolcuğu ile koşarak gittim. Özenle çalıştım. Sonrasında velilere oldukça samimi bir çalışma ile davette bulundum. Nitekim başvuru olarak 20’nin üzerinde sayıyı da görünce gerçekten bu iş oldu dedim. Zira 20 ile başlar, o 20 diğer 40 ve 80’leri getirir diye umutlanmıştım. İlk gün her şeye hazırlanmışken sadece 4 kişinin gelmesi yediğim ilk gol oldu. İlerleyen süreçte yine sayı hiç 10’u geçemedi. Her oturum sonunda velilerin beklenti ve ihtiyaçlarını araştırdım, gelememe nedenlerini araştırdım. Ancak maalesef yol alamadım. Böylece sadece 6 veli ile yılı tamamlayıp bir sonrakine baktım. Sonraki yıl ise ayda 1 seminer şekline, “Uzman Buluşmaları” programı başlığı ile döndük ekiple. Öğretmen arkadaşlarım sağolsunlar velileri ile bire bir iletişimle bazen tek tek davet ettiler. Hakikaten yakın çevrede, velilerin akşam zaman ayırdığına değecek konuşmacılar seçmeye gayret ederek süreci devam ettirdik. Nispeten başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Böylece aile eğitimi çalışmalarını görevimin sona ermesiyle tamamlamış oldum.

Öğretmen Gelişimi Çalışmaları

Göreve başladığım sıralarda yine pandemi sebebiyle başlayan çevrimiçi eğitimlerden bolca yararlandım. Bu sayede ekibime de örnek olmaya gayret ettim. Hiç bıkmadan 4 yıl boyunca, ilk başlarda ayda bir, son iki yılda ise iki ayda bir yeni hizmetiçi eğitimleri tek tek derleyip kendilerine hatırlattım. Onlar da gerçekten duyarsız kalmadılar. Evet, bazı eğitimlerin içerikleri ve süreçteki kazanımları gerçekten fazlası ile tatmin edici değildi. Ancak neyin daha iyi olup olmadığını denemeden bilemezdik. 3.yılda gözlediğim istatistikte, tüm öğretmenlik boyunca alınan eğitimlerin 3/2’si son üç yılda alınmıştı. Bu da beni ayrıca mutlu etmişti. Yüz yüze eğitimlere de elbette birlikte katıldık. Tüm öğretmenlerimizle birlikte yazıldığımız ilk yardım eğitimine 3 gün boyunca enine boyuna devam ettik.

Proje Çalışmaları

Maalesef genel bir önyargı var ki, bazen haksız da olmuyor, proje çalışmaları angarya olarak görülüyor. Ekiple birlikte bunu ele aldık. Bu işleri yapmak için mi yoksa fayda sağlayabilecek gerçek amaçlarla mı yürütmeliyiz değerlendirdik. Ayakları yere basan, mış gibi yapmadığımız neler yapabiliriz birlikte baktık. Sonuçta kolları sıvadık.

İlk yıl Minik Tema ile başladık. 2 sınıfımızda ağır aksak uyguladık. Pandeminin de bunda oldukça olumsuzluk oluşturduğuna inanıyorum.

Sonrasında Okullarda Orman Programına başladık. Okulumuzun ilçe merkezinden dışarıda olmasının avantajını arkamıza aldık, üşenmeden bu programı MEB programına entegre olarak uygulayıp 3 yıl sertifika kazanıp 2.yılın sonunda verilen bayrağı okulun gönderine çektik.

eTwinning çalışmalarına başladık, Ulusal ve Avrupa etiketleri kazanıp bunu düzenli olarak sürdürünce, içeride de yürüttüğümüz çalışmaları raporlaştırarak eTwinning Okulu olma başarısı elde ettik.

Patent, faydalı model ve tasarım çalışmalarını öğrendikten sonra, göreve ilk başladığımda tasarladığım ve oylama sonucu seçilen okul logomuzun tasarım tescilini aldım. Bu benim ve okulumuzun bir ilkiydi. Bir patent ya da faydalı model gibi tatmin etmese de kalıcı bir iz bırakma adına gerçekten mutluluk verici bir durumdu.

Faaliyetler ve Bakış Açısı

Bu süre zarfında elbette bir anaokulu olarak birçok etkinlik düzenledik. Etkinliklerde önemli farkındalığım oldu. Ülkemiz genelinde ve oldukça yaygın olarak, şekle takılan ve popülist yaklaşımlarla, bu yaş seviyesinde birçok iş yapıldığını gözlemledim. Dışarıdan bunlar kimine göre oldukça mantıklı da görünse de işin içine çocukların nasıl katıldığı, onların bu işlerden kazanımlarının ne olduğu konusunda bolca kafa yorma şansım oldu. Ekibimin bu alanda bana kattığı çok şey olduğunu itiraf etmeliyim. Zira başka yerlerde gördüğümüz o güzel okul öncesi etkinlik fotoğraflarının, şatafatlı etkinliklerin sadece ve sadece çocukların konudan uzak kalarak yapılabileceğinden eminim. Ayrıca veli memnuniyetini ön plana almak durumunda kalan bilhassa özel kurumların, çocukları metalaştırarak veliler için nasıl peşkeş çekilebildiğini üzülerek gördüm. İçler acısı ki bu bazen de daha çok erken yaşta sistemli şekilde okuma yazma öğretilmeye çalışılan çocuklar… Katılmak istemediği halde zorla gösteriye çalıştırılanlar…

Bakış açısı diyorum ya, etkinliklerin ve çalışmaların amacı hep çocuğun yüksek yararı olmalı. Öteki türlü bu bir ticaretten başka bir şey olmuyor. Bu ticaret bazen ego, bazen de maddi ihtiyaçları doyurmak amaçlı olabiliyor.

Sorumlu ve Şeffaf Yönetim Hedefi

Hep dile getiririz ama yüzleşmek gerçekten bazen can acıtabiliyor. Kendimizi değerlendirme süreçlerimiz her zaman kolayca geçmiyor. Gerek psikolojik danışmanlık yaparken gerekse idarecilikte kaliteyi ölçmek harbi zor olsa da hep yılsonlarında anketlerle kendimi değerlendirme gayretinde oldum. 4 yıl boyunca tüm ekipten idareyi isim vermeden değerlendirmelerini istedim. Oldukça detaylı şekilde alt başlıklarla ölçmeye çalıştığım öğretmen memnuniyeti sonuçlarını her yıl takkeyi önüme almaya bir vesile saydım. Yine her yıl tüm velilere memnuniyet anketi hazırladım. İsimsiz şekilde aldığım yanıtları kendim ve ekibimle birlikte, etik ilkeleri de gözeterek her yılın başında değerlendirerek işe koyulduk.

Anaokulu Yöneticiliğine Not

Çocukların gelişim süreçlerinin farkında olan, yalnızca akademik kazanımları merkeze almayıp sosyal, duygusal alandaki gelişim alanlarına odaklanan, etkinlikleri ve sınıf içi çalışmaları bir amaç değil araç olduğunu bilen, ailelerin beklentilerini anlamakla beraber onlara her zaman asıl olması gerekeni bir eğitimci kelamıyla aktaran, beslenme hizmeti de verildiğinden eldeki bütçeyle birlikte çocuklara en sağlıklı ve kaliteli içeriği sunmaya gayret eden bir yönetici kanaatimce oldukça güzel işlere imza atabilir.

1
119 Kez Okundu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*